Whisky Show 2024 1. Gün
Tüm seyahati takip etmek için buradan başlayabilirsin >
Whisky Show 2024 haftası Tüm Geziler Ana sayfası
Whisky Show 1. Günüm: Heyecanla Başlayan Bir Deneyim
Aslında, Whisky Show’un ikinci günündeyim ama kafa karışıklığı yaratmak istemem; teknik olarak bu benim birinci günüm.
Show, toplamda 2.5 gün sürüyor ve ben Cumartesi günü, yani tam anlamıyla etkinliğin ortasında katılmak için buradayım. Ancak heyecanım o kadar yüksek ki, ilk günümün tadını çıkarmaya kesinlikle hazırım.
Güne başlarken, bana verilen tavsiyeleri dikkate alarak güçlü bir kahvaltıyla güne başladım. Normalde kahvaltı yapmayı tercih eden biri olmadığımı belirtmem gerekli. Madem İngilteredeyiz, klasik bir İngiliz kahvaltısına hayır demedim. yumurta, pastırma, sosis, fasulye ve kızarmış ekmek eşliğinde kendimi Whisky Show’un yoğun temposuna hazırladım. Sonrasında saat 11:30’da başlayacak etkinlik için Old Billingsgate’e doğru yola koyuldum.
Old Billingsgate: Tarihi Bir Mekânda Whisky Show
Whisky Show’un gerçekleştirildiği yer Old Billingsgate gerçekten ikonik bir mekân. Eskiden Londra’nın en büyük balık pazarı olan bu yer, Thames Nehri’nin kıyısında, Tower Bridge’e çok yakın bir konumda yer alıyor. Tarihi yapısıyla ve geniş iç mekânlarıyla etkileyici bir atmosfere sahip.
Günümüzde ise büyük etkinlikler ve sergilere ev sahipliği yapıyor. Mekânın tarihi dokusu, Whisky Show gibi prestijli bir etkinlik için ideal bir alan sunuyor.
Bu mekâna adım atmak, sadece bir etkinliğe gitmek değil, aynı zamanda Londra’nın tarihi bir noktasında olmak anlamına geliyor. Old Billingsgate’in devasa taş kemerleri ve yüksek tavanları, içerideki etkinliğin büyüklüğünü daha da belirgin hale getiriyor.
Giriş Macerası: Yanlış Kapıdan Doğru Kapıya
Mekâna sabahın erken saatlerinde vardım. O kadar erkenciydim ki, beni neredeyse katılımcı sanıp yan kapıdan içeri alacaklardı. Neyse ki, durumu düzeltip ana girişe yöneldim. Ama içimden bir an “Keşke bir şey söylemeseydim” diye geçirmedim değil.
Ana girişte ise yaklaşık 15-20 kişilik bir kuyruk vardı. “Katılım düşük mü acaba?” diye düşünmeye başladıysanız endişeniz yersiz çünkü ben vardığımda saat 09:25'di.
Saat 11:30’da kapılar açılacaktı ve saat henüz çok erkendi. Kısa bir süre içinde, kuyruk üç katına çıktı. Saat 11:00 olduğunda ise kuyruğun ucu bucağı görünmez olmuştu. O anda erken gelmenin ne kadar mantıklı bir karar olduğunu anladım. Whisky Show’a katılacaksanız, benden size tavsiye: ne kadar erken gelmek istediğinizi iyi hesaplayın.
Bileklik ve Giriş
kapılar açılmadan biletler kontrol edildi ve bilekliklerimiz takıldı.
Nihayet saat 11:30’da kapılar açıldı ve içeriye girmeye başladık. Girişte bize tadım yapacağımız viski bardağı, dream dram kartı, öğle yemeği bileti ve kokteyl kuponu gibi küçük biletçikler verildi.
İçeri girerken heyecanım iyice arttı. Binanın içi muazzamdı; devasa bir alanda yüzlerce stand, binlerce şişe viski… Tam bir viski cenneti. Ama bir planım vardı ve bu plana sadık kalmalıydım. İşte o an, doğru bir strateji oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım.
Dram Listesi: İyi Bir Planla Başla
Whisky Show’a katılmadan önce, dram listesini incelemek çok önemli. Bu yılın dram listesi birkaç gün önce açıklandı ve ben de cumartesi ve pazar günlerine göre adım adım hangi standlara uğrayacağıma ve hangi viskileri tadacağıma karar verdim. Plansız bir şekilde hareket etmek, bu kadar büyük bir etkinlikte kendinizi kaybetmenize ve hedeflediğiniz viskileri tadamamanıza yol açabilir.
İçeride binin üzerinde viski var, ancak damak zevkinizi ve sınırlarınızı hesaba katmanız gerekiyor. Ben masterclasslar hariç, kendim için 87 viski seçtim. İki gün boyunca yaklaşık 100 viski tadımı yaptım.
Katılımcılar için en önemli tavsiye: Önceden iyi bir plan yapın ve neyi tadacağınızı bilin.
Tavsiyeler: Whisky Show’da Başarıyla Geçireceğiniz Bir Gün İçin
Whisky Show’a katılacaklara yazıya devam etmeden daha fazla tavsiye vermek isterim. Bunlar küçük ama önemli tavsiler:
Hadi Artık Başlasın
Evet,Whisky Show benim için resmen başladı! İlk hedefim dream dram deneyimiydi. Dream dramlarda her bir viskinin değeri üreticiye ve şişenin nadirliğine göre farklılık gösteriyor. Bir tane dream dram ücretsiz veriliyor, ancak ekstra dramlar için ödeme yapmanız gerekiyor. Ben toplamda 32 dramlık bir deneyim hedefledim, bunun için 30 dram satın aldım.
İlk Durak:
Glenfarclas
İlk durağım Glenfarclas standı oldu. Buradaki hedefim, hayatımda içeceğim en yaşlı viski olan 53 yıllık Glenfarclas’tı. Bu viski tam 13 dram değerindeydi ve gerçekten her damlasına değdi. Fıçıda 53 yıl olgunlaşmış bu viski, nasıl böylesine kompleks bir tat profili sunar? Merakla doluydum.Sadece 168 şişeden birisi. Glenfarclas’ın bu nadide şişesi, piyasada 500.000 TL’yi aşan fiyatıyla dikkat çekiyor.
Tadım boyunca her yudumda bu inanılmaz viskinin olgunluğunu ve zenginliğini hissettim. Standda 25 yıllık bir Glenfarclas daha vardı ve onu da ikinci viskim olarak tadımladım. Odaklandığım nokta fıçıda kaldıkları yıllara göre neler fark etmiş olabilirdi.
Glenfarclas’tan sonra, merakla beklediğim bir diğer durak olan Rampur standına geçtim.
Rampur Viski
Rampur, Hindistan’ın en eski damıtımevlerinden biri. Özellikle Hint ikliminin getirdiği benzersiz olgunlaşma süreciyle dikkat çeken Rampur viski, tropikal meyve notaları ve baharatlı tatlarıyla damakta hoş bir denge sunuyor. Rampur’un yoğun aromaları ve sıcak iklimin viskiye kattığı karakter, farklı bir viski deneyimi yaşatıyor.
Rampur’daki egzotik deneyimden sonra sıradaki durağım, viski dünyasının efsanelerinden biri olan Macallan standıydı.
Macallan Viski
Whisky Show’un haritasına bakarsanız, adeta dar alanda kısa paslar atıyordum.
Macallan’da, merak ettiğim bir viskiyi dream dram olarak tattım. Macallan M Copper’ı denedim.8 dream dramdı.
Bu viski, Macallan’ın M serisinin bir parçası ve bakır imbiklerin viskiye kattığı zengin aromaları onurlandırıyor.Fıçıdan ziyade üretimden de katılan aromalara öncelik verilmeye çalışılmış. Eğer daha fazla bilgi almak isterseniz aşağıdaki videoyu izleyin
Cotswolds Viski
Bimber gezisinden sonra bu ikinci İngiliz viski tadımım olacaktı. Cotswolds standına geldim. Evde Barımda şişesi olmasına rağmen henüz tatmamıştım ve viski show bunun için uygun gibiydi. TWS'den Mustafa'nın tavsiyesi ile barıma birkaç hafta önce eklemiştim.
Cotswolds, İngiltere’nin kırsal bölgesinde, adıyla aynı olan büyüleyici Cotswolds bölgesinde yer alıyor. 2014 yılında kurulan bu damıtımevi, kısa sürede İngiliz viski dünyasında kendine sağlam bir yer edindi.
Cotswolds’un farkı, her şeyin yerel ve doğal kaynaklardan gelmesi. Özellikle de maltlarının tamamı İngiltere’nin kalbinden, Cotswolds bölgesindeki çiftliklerden temin ediliyor. El yapımı üretim ve geleneksel damıtma yöntemleri kullanıyorlar. Bu yüzden viskileri her zaman zengin ve kompleks bir tada sahip oluyor. Üretim sürecinde meyvemsi ve baharatlı notalar öne çıkıyor. Tam anlamıyla İngiliz kırsalının karakterini yansıtan bir viski.
İçeri giriş, dream dramlar ve 3 stand gezdikten sonra saat 12:15 olmuştu. Alarmım çaldı. Etkinlik zamanı. katıldığım etkinlik ve masterclass'ları kaçırmamak için her birine 15 dakika kala alarm kurmuştum. Bu taktiği de tavsiye ederim. 😄
Sıradaki Durak London Bridge Distilery School'un katıldığım etkinliğiydi.
Kendi harman viskimizi (blend whisky) yapacaktık. evet kendi damak tadıma ait bir viski yapmak için bu etkinliğe kayıt oldum. Ana sahnedeki ücretsiz etkinlik ve masterclass'lar aksine bazı masterclass ve etkinlikler ücretliydi. Önceden bilet alınarak kayıt olunması gerekli.
London Bridge Distillery Blending Experiment yazımı burayı tıklayarak ya da yazı sonunda "Whisky show haftası gezim" adlı ana gezi sayfasına giderek takip edebilirsiniz.
Blending deneyiminden sonra tekrar viski tadımlarına devam!
Isle of Raasay
Sıradaki durağım, merakla beklediğim Isle of Raasay standıydı. Isle of Raasay, İskoçya’nın batı kıyılarında, Skye Adası’nın doğusunda yer alan küçük bir ada üzerinde kurulu bir damıtımevi. 2017 yılında kurulan bu genç damıtımevi, doğal kaynak suları ve yerel arpa kullanarak ürettikleri viskileriyle adanın eşsiz karakterini yansıtıyor.
Raasay’ın farkı, bulunduğu coğrafyanın etkisiyle viskilere belirgin bir deniz esintisi katması. İklim ve terroir, burada üretilen viskilerin tadına doğrudan etki ediyor. Damıtımevinde, turba dumanı ve meyvemsi tatlar bir arada dengeli bir şekilde sunuluyor. Hem hafif isli hem de tatlı alt tonlarıyla, Isle of Raasay viskileri oldukça sofistike bir yapı sunuyor.
Buradan Kanosuke'ye doğru geçtim.
Kanosuke Viski
2017 yılında Japonya’nın güneyindeki Kagoshima bölgesinde kurulan Kanosuke Distillery, tropikal iklimin etkisiyle oldukça hızlı olgunlaşan viskiler üretiyor. Damıtımevi, farklı imbik boyutlarıyla oynayarak viskilerinde benzersiz tat profilleri yaratıyor.
Kanosuke’nin üretim süreci oldukça yaratıcı; çeşitli fıçı tiplerini kullanarak (bourbon, şeri, hatta yeni meşe fıçıları) viskilere zengin ve kompleks aromalar katıyorlar.
Whisky show tüm hızıyla devam ediyor. Ziyaret ettiğim her stand her damıtımevi hakkında sizlere biraz bilgi vermeye çalışıyorum. Umarım beğeniyorsunuzdur. Şimdi ki durağım ise Nikka
Nikka viski
Nikka standına geçtim. Nikka, özellikle pot still (bakır imbik) yerine Coffey still kullanarak yaptığı viskileriyle dikkat çekiyor. Buradaki Coffey ise kahveyle ilgili değil, 19. yüzyılda bu damıtım cihazını icat eden Aeneas Coffey’in soyadından geliyor. Coffey still, pot still’e göre daha uzun ve sürekli çalışan bir damıtım sistemi. Bu sayede daha yumuşak ve daha hafif viskiler üretiliyor.
Gelelim Nikka’ya. Nikka, Japon viski dünyasının en köklü ve tanınmış markalarından biri. 1934 yılında Masataka Taketsuru tarafından kurulan Nikka, Japon viski kültürünün doğuşuna büyük katkıda bulunmuş bir damıtımevi.
Japonlardan devam sonraki durak Chichibu!
Chichibu Viski
Whisky Show’daki bir diğer heyecanla beklediğim durak, Chichibu damıtımeviydi. Japon viskilerinin dünya çapında ün kazanmasında önemli bir payı olan bu küçük damıtımevi, gelecekte viski dünyasında çok daha büyük bir rol oynayacak gibi görünüyor. Chichibu, Japon viskisi denince geleceğin en parlak yıldızlarından biri olarak gösteriliyor.
Chichibu, 2008 yılında Ichiro Akuto tarafından kuruldu. Damıtımevi, Japonya’nın Chichibu bölgesinde, Tokyo’nun kuzeybatısında yer alıyor. Chichibu, viski dünyasında hızla tanınan bir marka haline geldi.
Chichibu’nun fıçı seçimi ve olgunlaştırma süreçleri son derece özenli. Amerikan meşe, şeri fıçılar, Japon meşesi (mizunara) ve diğer birçok fıçı türüyle deneyler yapıyorlar. Katıldığım Chichibu Masterclass'ına bakmak için burayı ziyaret edebilirsiniz.
Her bir viski partisi, küçük ve dikkatle kontrol edilen bir üretim sürecinden geçiyor. Bu yüzden Chichibu viskileri, çok sınırlı sayıda üretiliyor ve viski koleksiyoncularının gözdesi haline geliyor.
Standdan ayrılırken Youtube üzerinden takip ettiğim Whisky Baron ile tanıştım whisky show için güzel videoları var, buraya gelmeden bilgi almaya çalışırken bulduğum bir blogger/ youtuber. Hatta burada öğrendimki bağımsız şişeleyici olarak da ilerlemeye başlamış. Kendisinin sırt çantasından çıkarttığı özel 25 yıllık bir viskisini de ikram etmesi çok zarif ve güzel oldu. Küçük bir sohbet etme fırsatımız oldu.
Alarm bir kez daha çaldı. Zaman hızla ilerliyor ve 45 dakika sonra kaçırmak istemediğim bir masterclass var: Meet the Makers. Ama bu ustalarla buluşmadan önce, aşağı kata inip güzel bir yemekle enerji depolamam gerekiyordu.
Whisky Show’da her yıl öğle yemeği dahil oluyor ve bu kadar alkol tüketirken midenin dolu olması gerçekten önemli. Bugünkü tercihim balık oldu. Yemek sırasında daha önce röportaj yapma fırsatı bulduğum Tacettin Aydınay ile aynı sofrada oturmak gibi bir fırsatım oldu. Kısa ama keyifli bir sohbet gerçekleştirdik; viski dünyasındaki gelişmelerden, farklı damıtımevlerinden bahsettik.
Yemek bittiğinde ise müsaade istedim. Çünkü beni bekleyen ustalar vardı ve onlara saygısızlık yapmak istemezdim. Masterclass için zaman daralıyordu ve bu fırsatı kaçırmak gibi bir niyetim yoktu!
Meet the Makers Masterclas yazımı okumak için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Harika bir masterclass sonrası başladığımız noktaya döndük. Whisky show iki katlı ve ben ilk günü sadece birinci kata ayırdım. Devam ediyoruz.
Sırada bir diğer tadımlar yapacağım yer The Dalmore.
The Dalmore Viski
The Dalmore da tatmayı planladığım 3 viski vardı. Bunlardan The Dalmore vintage 2006, The Dalmore vintage 2009 ilk tattıklarımdı vardı. Bu iki viskiyi özellikle seçtim çünkü The Dalmore vintage 2008'i daha önce deneyimlemiş ve çok beğenmiştim. Burada merak ettiğim bir nevi dikey tadım gibi 2008 ile kıyaslama yapabilmekti.
The dalmore 2008 tadımını yaptığım tadım etkinliği ve The Dalmore hakkında daha fazla bilgi için burayı tıklayabilirsiniz.
The Dalmore'dan sonra, Türkiye'ye yeni giren viskileri görmeye Ardnamurchan'a geldim.
Ardnamurchan Viski / Adelphi Viski
Evet Oturduğum yere 20 dk mesafede Mustafayı (TWS group, ardnamurchan'ın ithalatçısı) gitmek yerine Londra'daydım.
Şaka bir yana Ardnamurchan'dan Connal ile yine hepsiviski içinde harika bir röportaj yapmıştım ve hem yüz yüze tanışmak hem de viskileri tadımlamak için yanındaydım. Ardnamurchan röportajı için burayı ziyaret edebilirsiniz.
1826 yılında kurulan Adelphi, başlangıçta bir damıtımevi olarak faaliyet gösteriyordu; ancak 1993’ten bu yana sadece en kaliteli viskileri seçip şişeleyerek bağımsız bir şişeleyici olarak adını duyurdu. Şirket, nadir ve özel fıçıları büyük bir titizlikle seçiyor ve küçük partiler halinde şişeliyor. Her bir viski, hem sınırlı sayıda olması hem de yüksek kalite standartlarına uygunluğu ile öne çıkıyor. Adelphi, farklı bölgelerden seçtiği İskoç maltlarını şişeleyerek viski severlere çok çeşitli ve benzersiz deneyimler sunuyor. Burada Chichibu'dan çıkan viski tadımı daha yapma fırsatı buldum.
Hazır bağımsız şişeleyicilerden gidiyoruz. Hadi gelin bir sonraki "meşhur" standa gidelim.
Compass Box Viski
Compass Box, 2000 yılında John Glaser tarafından kurulan yenilikçi bir viski markası. Geleneksel blend viski anlayışını tamamen değiştiren Compass Box, viski harmanlamayı adeta bir sanat formuna dönüştürdü. Glaser, sektördeki alışılmış kalıpların dışına çıkmayı başardı ve modern bir yaklaşımla viski dünyasında devrim yaptı.
Markanın en büyük farkı, şeffaflık ve deneyselliği ön plana koyması. Her şişede hangi fıçının, hangi maltın ve ne kadar sürenin katkıda bulunduğunu açıkça paylaşarak, viski severlere benzersiz bir deneyim sunuyor.
Compass Box, harmanladığı viskilerde fıçı seçimlerine büyük önem veriyor. Bourbon, şeri ve Fransız meşesinden yapılmış fıçılarla zenginleştirilmiş viskiler, markanın imzası haline geldi. The Spice Tree, The Peat Monster ve Hedonism gibi serileriyle kendine özgü tatlar yaratan Compass Box, hem isli, turbalı viskileri hem de daha tatlı ve baharatlı seçenekleriyle geniş bir damak zevkine hitap ediyor.
Compass Box, viskide gelenekle modernliği buluştururken harika şişe etiket tasarımları, harika viski isimleri ve pazarlama şekliyle de dikkat çekiyor.
Şu şişelere bir bakar mısınız :
Hadi gün bitmeden devam ediyoruz. Sıradaki standa...
Highland Park Viski
Highland Park 18 sevdiğim bir viski ve bugün birkaç farklı Highland Park tadımı daha yapmak benim için oldukça heyecan vericiydi. Özellikle daha önce denemediğim Highland Park 30, olağanüstü derecede zengin ve karmaşık tadıyla leziz bir deneyim sundu.
Highland Park damıtımevi, 1798 yılında İskoçya’nın Orkney Adaları’nda kurulmuş olan tarihi bir damıtımevi. Ada viskilerinin karakteristik özelliklerini taşıyan bu marka, deniz rüzgarlarının ve hafif turba etkisinin harmanlandığı eşsiz bir lezzet profiliyle tanınıyor.
Highland Park, özellikle kendi turbasını kullanarak hafif isli ve dengeli viskiler üretmesiyle öne çıkıyor. Ayrıca, şeri fıçılarında olgunlaştırılan viskileri, markanın imzası haline gelmiş olan meyvemsi ve baharatlı notaları beraberinde getiriyor. Hem genç hem de uzun yıllar fıçıda olgunlaştırılmış viskilerde yüksek bir kalite standardı sunuyor.
Kapanışa az kaldı. 18:30'da kapanıyor olsada son dram dolumu 18:00 olarak belirtiliyor. tabi aranız stanttakilerle biraz iyiyse bu süreyi hafifçe kapanışa kadar esnetebiliyorsunuz.
Sırada günün sonu
Glenfiddich Viski
Sıradaki durağım ise Glenfiddich standıydı. Glenfiddich, İskoçya’nın en bilinen ve en çok sevilen damıtımevlerinden biri. 1887’de kurulan bu Speyside devi, hem klasik hem de yenilikçi viskileriyle ünlüdür. Glenfiddich, dünyanın en çok satan single malt viskilerinden biri olma unvanını uzun yıllardır koruyor ve tadım için her zaman sabırsızlanılan bir durak.
Bu standda iki özel viski deneme fırsatım oldu: Glenfiddich 26 ve Glenfiddich 29. İlk olarak Glenfiddich 26’yı denedim; Ardından Glenfiddich 29 Grand Yozakura geldi, daha önce hiç tatmadığım bu viski gerçekten özel bir deneyimdi; Japon umeshû (erik şarabı) fıçılarıyla bitirilmiş ilk Glenfiddich olan Grand Yozakura, hem İskoç hem de Japon viski dünyasının en iyi özelliklerini birleştiriyor. Yoğun meyve aromaları, erik ve çiçeksi notalarla birleşmiş, damakta derin ve kalıcı bir tat bırakıyor. Hem tatlı hem de narin baharatlı yapısıyla olağanüstü bir viski.
Gecenin sürprizi ise tam bu sırada geldi. Tadım sırasında, henüz lansmanı bile yapılmamış olan Glenfiddich Grand Chateau’yu deneme fırsatım oldu! Bu özel şişe, Glenfiddich’in ünlü Grand serisinin bir parçası damakta bıraktığı sofistike ve kremamsı tatlar gerçekten etkileyiciydi.
Whisky Show, bu sürprizle birlikte, daha da unutulmaz bir deneyim haline geldi. Glenfiddich’in bu henüz lansmanı yapılmamış özel viskisini denemek, günüme adeta son dokunuşu yaptı.
Çıkışta Whisky show özel şişelememi unutmamıştım. Whisky barımda yerini aldı
Whisky show son günü notları için devam edin >
Whisky Show 2024 haftası Tüm Geziler Ana sayfası