Wolfburn Viskisine Yakın Bakış

İskoçya’nın en kuzeyinde yer alan Wolfburn Damıtımevi, coğrafi konumu ve sunduğu eşsiz lezzetlerle dikkat çeken bir damıtımevi.
Viskinin doğasında saklı olan gelenekleri ve yenilikçi yaklaşımları bir araya getiren bu özel mekân, sadece ürettiği viskiyle değil, onu ortaya koyan tutkulu ekibiyle de öne çıkıyor.
Damıtımevleriyle röportaj yapmayı her zaman sevmişimdir. Her ne kadar viskiyi tanısanız da, onu üreten, size sunan ve o sürecin bir parçası olan insanlardan aldığınız görüşler, viskiye dair yepyeni bakış açıları kazandırır.
Hem keyifli hem de öğretici olan bu görüşmeler, viskinin ruhuna dair daha derin bir anlayış sağlar. Şimdi, Wolfburn'ün Global Marka Elçisi Mark Westmorland ile yaptığım bu röportajla Wolfburn viskinin dünyasına yakın bir bakış atalım.
Gökhan: Mark, öncelikle kendini tanıtabilir misin ve Wolfburn Distillery’deki rolünden biraz bahseder misin?
Mark: Elbette! Wolfburn viski’nin Global Marka Elçisi olmak benim için bir gurur ve ayrıcalık. Thurso’da doğup büyüdüm ve Wolfburn’ü dünya sahnesinde tanıtmak tam anlamıyla rüya işim. Tur Müdürümüz Charlie Ross ile arkadaşız ve benden 2016’da bazı fuar ve festivallerde yardımcı olmamı istedi, sonrasında kendimi Wolfburn'un bir parçası olarak buldum.
Marka bilinirliğimizi artırmak ve viskimizi damaklara ulaştırmak benim işim. Distribütörlerimizi ve perakendecilerimizi desteklemek çok önemli çünkü viskimizi tüketiciye ulaştırmak için zor işleri onlar yapıyor.
İşim gereği genellikle çok seyahat ediyorum. Viskimiz 40’tan fazla ülkede mevcut ve bu ülkelerin çoğunu ziyaret etme şansına sahip oldum, ama hâlâ görmem gereken yerler var! Tadımlar ve röportajlar yapmak işimin bir parçası ve viski topluluğuyla etkileşimde bulunmayı seviyorum. Sonrasında "arkadaşım" diyebileceğim biri ile bir dramı paylaşmaktan daha iyi ne olabilir ki?
Sonrasında "arkadaşım" diyebileceğim biri ile bir dramı paylaşmaktan daha iyi ne olabilir ki?
Gökhan: Gerçektende öyle Mark.
Günümüzde kapanan bazı damıtımevlerinin tekrar sahneye dönüşüne tanık oluyoruz, Wolfburn Damıtımevi'de 150 yıl aradan sonra yeniden canlandı. Bu süreci merak ediyorum. Her şey nasıl gerçekleşti?
Mark: Tarihimiz ve mirasımız bizim için çok önemli. İlk Wolfburn Damıtımevi’nin kuruluşunun üzerinden 200 yıl geçti.
Adını su kaynağımız olan Wolf Burn’den alıyoruz ve bugün yeniden canlandırılan damıtımevimizde aynı doğal kaynak suyunu kullanıyoruz. Modern ve verimli bir damıtımevi olmamıza rağmen, viski yapımında geleneksel yöntemleri yeniden yaratmaya çalışıyoruz.
Acele etmeden, viskimizi geleneksel “dunnage” depolarında olgunlaştırıyor ve tüm ürünlerimizi elle şişeliyoruz. Bu çok emek gerektiren yoğun bir süreç, ancak bu sayede her aşamada tam kontrol sahibi oluyoruz ve standartlarımızı çok yüksek tutuyoruz.
Her zaman zorluklar var; artan maliyetler, fıçı bulunabilirliği, depo inşaatları gibi. Ancak en büyük zorluk, elde ettiğimiz mükemmel viskiyi ve itibarı korumak. Sürekli bir öz değerlendirme yaparak neyin işe yaradığını ve neyin öğrenilmesi gerektiğini fark ediyoruz.
Genç ve motive olmuş bir ekibimiz var, bu iş devamlılığı ve halefiyet planlaması için çok önemli. En büyük başarımız ise viskimiz ve karşılaştığımız tüm zorlukların üstesinden gelmemiz.

Gökhan: Gerçekten etkileyici! Peki, Wolfburn’ün hedef kitlesini okuyucularımıza sadece üç kelimeyle tanımlaman gerekseydi, hangi kelimeleri seçerdin?
Mark: Sadık, tutkulu ve maceraperest.
Gökhan: Süper. Peki İskoçya'nın en kuzeyinde olmak, Wolfburn viskilerinin üretimini nasıl etkiliyor?
Mark: Thurso, Birleşik Krallık anakarasının en kuzeydeki kasabası olduğu için insanlar haritada nerede olduğumuzu kolayca görselleştirebiliyor. Çevremizi viskimizin olgunlaşma sürecinde benzersiz kılmak için kullanmak istiyoruz. Bulunduğumuz Caithness bölgesi ve Flow Country, Avrupa’nın en büyük turba bataklığı. Düz bir alan ve rüzgar her yerden esiyor. Kıyıda yer alıyoruz ve Pentland Firth’ün karşısında Orkney’e bakıyoruz.

Deniz havası, tarlaların üzerinden damıtımevine doğru esiyor ve etrafımız sarı çalılar, fundalıklar ve tarım arazileriyle çevrili. Angel Share (buharlaşan viski) çıktıkça, dış çevre içeriye girme fırsatı bulur ve bu, olgunlaşma sürecimizi konumumuza özgü hale getirir. Su kaynağımız, mineraller açısından zengin bir doğal pınar.

Gökhan: Peki, Wolfburn’ün en popüler ürünlerinden bazıları nelerdir ve onları öne çıkaran nedir?
Mark: Farklı fıçı ve ruh kombinasyonları kullanarak çeşitlilik sağlayan bir ana serimiz var. Bu seride, Islay fıçılarına yatırılmış isli olmayan bir viski, şeri fıçısı, hafif isli bir viski ve neredeyse fıçı sertliğinde bir viski bulunuyor. Ayrıca yakın zamanda tamamen şeri fıçısında olgunlaştırılmış ilk iki haneli -10 yıllık- viskimizi de seriye ekledik.

Viskimiz için meyvemsi, çiçeksi, hafif ve canlı gibi tanımlar iyi birer açıklama olur. Yeni damıtılmış viskimiz, tropikal meyve aromalarıyla dolu. Bana göre bu lezzet, bir muz kızartmasını ya da ananas konservesinin suyunu andırıyor. Bu da demek oluyor ki viskimizin özü zaten lezzet dolu ve fıçı yönetim programımız sadece bu lezzeti artırıyor.
Depolarımızda bourbon, şeri, rom ve porto fıçıları gibi birçok farklı tür ve boyutta fıçı görürsünüz. Tabi burada hâlâ açıklamadığım bazı fıçılarımız da var, bir şeyleri gizli tutmak zorundayız!

Gökhan: Tebrikler, gerçekten etkileyici ve biraz da merak uyandırıcı tabi, ilerleyen yıllarda çıkacak yeni ekspresyonları merak ediyorum.
Peki, Sence Wolfburn’ü diğer damıtımevlerinden ayıran en önemli faktörler nelerdir?
Mark: Yatırımcılı, yönetim kurullarıyla yönetilen damıtımevlerinin aksine bağımsız bir damıtımevi olarak kurallarımızı kendimiz belirliyebiliyoruz.
Tüm süreçlerimizin tesisimizde olması, istediğimiz zaman depolarımıza gidip şişeleme için fıçıları seçmemizi sağlıyor. Distribütörlerimize indirim yapmak yerine, onlara bölgeleri için özel bir şişeleme sunarak ödüllendiriyoruz.
Olgunlaşma süreçlerimizde seçim yapacak geniş bir çeşitliliğimiz olduğu için şanslıyız ve asla kalitesiz bir şeyi şişelemiyoruz çünkü ismimizi ve itibarımızı düşünmek zorundayız. Bir fıçı tıpasını çıkarıp viskiyi doğrudan fıçıdan tatmaktan daha iyisi yok!

Damıtımevimizde 4 adet washback ve 1 çift damıtma ünitesi ile yılda yaklaşık 115.000 litre içki üretiyoruz.
Wolfburn Damıtımevi 2012’nin sonlarında inşa edildi ve ilk fıçıları 25 Ocak 2013’te, "Burns gecesinde" doldurduk. Bu bir pazarlama dahiliğiydi.
Uzun bir fermantasyon sürecimiz ve nazik bir distilasyonumuz var.

Kylver Serimiz, Runik alfabeye dayanıyor ve çok popüler. Thurso, bir Norse yerleşimiydi ve tarihimizi bu yönle bağlamak istedik.
Taş İsveç'te Gotland'daki Kylver yakınlarında bulundu ve altında alfabenin 24 harfi olan bir runik yazı vardı. MS 400'e dayanan muhteşem bir buluntu. En iyi fıçılarından bir dizi viski yaratmak istedik ve böylece Kylver Serisi doğdu. Her ifadenin farklı bir Rünü var 13 şişeleme yaptık ve 14.’sü bu yılın sonuna doğru çıkacak. Son şişelememiz 14 dakika içinde tükendi. Gerçekten inanılmaz!
Wolfburn Damıtımevi ekibimiz için kaliteli malzemelerle ve harika fıçı fırsatlarıyla denemeler yapmak bir rüya gibi. İlk kez ikinci olgunlaşmadan (finish) şişeleme deneyimimizi gerçekleştirdik. Bir tanesi porto, diğeri ise madeira fıçısı bitişiydi.
Şahsen benim favorim, babamla güzel anılarımı hatırlattığı için porto bitişliydi. Harika anılar ve viski bir arada aktı. Ayrıca bazı mükemmel rom fıçılarına da sahibiz ve damıtımevinde sadece burada satılan Sauternes fıçısı, buraya gelenler için harika bir şişeleme.

Gökhan: Gerçekten harika bir seri olmuş. Tebrik ederim. Damıtımevi özel şişelemesini de bir gün tatmaya gelmek isterim.
Mark günümüzde çevresel sürdürülebilirlik her sektör gibi viski endüstrisi için giderek daha önemli hale geliyor. Wolfburn bu konuda ne gibi adımlar atıyor?
Mark: Sorumlu bir iş olarak, başarılı ve sürdürülebilir bir şirket yürütmek için neye ihtiyacımız olduğunu ve ürünlerimizi nereden aldığımızı sürekli değerlendiriyoruz. Bazı şeyler kontrolümüz dışında, ancak tedarikçilerimizin cam, kağıt, ambalaj veya mantar gibi ürünlerde isteklerimize uygun olmalarını sağlıyoruz. Yeşil kimlik tüketici için önemli bir çekim noktası olabilir.
Değişim fırsatlarını yakaladığımızda, sadece maliyet açısından değil, aynı zamanda çevre için daha iyi olup olmadığını da değerlendiriyoruz. Yerel bir çiftçi, arta kalanlarımızı hayvan yemi olarak alıyor ve atıklarımızı da o taşıyor, karşılıklı fayda sağlıyoruz. Bu önemli bir konu ve bir iş büyütürken sürekli dikkate alınması gereken bir mesele.

Viski Tadım eğitim seti (ücretsiz)
1. Viski Tadım Eğitim Dosyası
2. Viski Tadım Not Defteri
3. Viski Tadım Çarkı Grafik Dosyası
Gökhan: Teşekkürler! Gerçekten de sürdürülebilirlik önemli bir konu ve viski gibi uzun yıllar emek isteyen işlerin geleceği için de önemli.
Mark 2016'da ekibe katıldın, Wolfburn'da seni etkileyen unutulmaz anılardan birini bizimle paylaşabilir misin?
Mark: Tadımlarda insanlarla tanışıp sonra onları damıtımevimizde görmek her zaman harika bir duydu. Viskimize aşık olmuşlar ve bizi görmeye gelmek için çaba göstermişlerdir. “Wolfpack”i (kurt sürüsü) büyütmek istiyoruz ve bunu harika viski yaparak ve çok samimi bir şekilde sunarak yapıyoruz. Biz, insanlar sosyal hayvanlarız, bir şeyin parçası olmak ve onu takip etmek isteriz.

Bir kaç yıl önce CDG’de bagaj bekleyordum.İş için seyahat ederken her zaman Wolfburn markalı kıyafetlerimden seçerim.Bir nevi ücretsiz reklam! 😄
bir adam geldi ve “Wolfburn, İskoçya’da, New York’a dönmeden önce içtiğim son İskoç viskisiydi. Hatta gelecek hafta damıtımevinden biriyle online tadım etkinliği yapacağız.” dedi.
Ben de “O kişi benim” dedim. Küçük bir dünya. Ertesi hafta tadımda bu hikayeyi paylaştık.
Gökhan: Güzel bir rastlantı olmuş Mark, bu güzel anı için teşekkür ederim. Senden şimdi de Viski severlerin Wolfburn viski hakkında bilmediği, ama mutlaka öğrenmesi gerektiğini düşündüğün bir bilgi istesem?
Mark: Zaman zaman hatalar yapıyoruz! İnsanız. Bazı Langskip şişelerinde sadece burbon fıçısında yaşlandırılmış viski olması gerekirken, hafif isli bir ruh var. Hayat böyle işte!
Gökhan: Teşekkürler gerçekten ilginç, muhtemelen bu şişeler ilerleyen dönemde daha değerli olacaktırlar. 😄
Mark viskiye yeni başlayanlar genellikle öğrenmeye çok daha fazla istekli oluyorlar. Ben de bu tür röportajlarda damıtımevlerinden yetkililer ve kişilerden onlara tavsiyeler sunmaya çalışıyorum. Peki senin viskiye yeni başlayan birine tavsiyelerin nedir?
Mark: Deneyin, deneyin, deneyin. Damak tadınızı eğitin, internet bilgi dolu, markaya derinlemesine dalın. Tadımlara gidin, viskileri deneyin ve arkadaş edinin.
Gökhan: Teşekkürler şimdi biraz ticari kısmı girmek istiyorum bize pazarlarınız hakkında biraz bilgi verebilir misin?
Mark: Wolfburn Avrupa genelinde güçlü, şu anda Almanya en büyük pazarımız. Hollanda, Belçika, Fransa, İsviçre, İsveç gibi ülkelerde sadık hayranlarımız var.
Asya pazarlarımız da giderek büyüyor. Adımız daha fazla tanınıyor ve gelecek yıl faaliyetimizin 12. yılı olacak, şirket için büyük bir dönüm noktası. Bazı insanlar deniz kurtu motifimizi dövme yaptırmış. Bu gerçek bir bağlılık.
Türkiye, gelişen bir pazar ve bu tür röportajlar markamızı tanıtmaya yardımcı oluyor. İnsanlar meraklanacak ve viskimizi arayıp bulacaklar, umarım beğenirler, eminim ki öyle olacak. Raflarda daha fazla Wolfburn ekspresyonu görmeye hazır olun.

Gökhan: Harika, merakla bekliyoruz. Son olarak mark, Wolfburn damıtımevi için gelecekte ne gibi heyecan verici gelişmeler veya yeni projeler var?
Mark: Geçenlerde bir tadımda bana bu soru soruldu ve James Bond filmindeki kötü adam gibi “Dünya hâkimiyeti!” diye cevap verdim.😄 Unutmayın, cesurlar talihi yener. Gelecek yıl baharda büyük dönüm noktası olan 12 yıllık viskimizi bekleyin. 15 ve 18 yıllık viskiler için de fıçıları ayırdık. Viski işinde uzun vadeli oynuyoruz.
Bu etkileyici röportajı bitirirken, Wolfburn Damıtımevi’nin sadece ürettiği kaliteli viskilerle değil, aynı zamanda tutkulu ve samimi ekibiyle de öne çıktığını görüyoruz. İskoçya’nın en kuzeyinde, Thurso’da kök salmış bu bağımsız damıtımevi, hem geleneksel yöntemleri koruyarak hem de inovasyonu kucaklayarak kendi yolunu çiziyor.
Eğer viski dünyasında Wolfburn’e henüz yer vermediyseniz, bu büyüleyici damıtımevini keşfetmek için harika bir zaman. Çünkü Mark’ın da söylediği gibi, bu macera her geçen gün daha da heyecan verici hale geliyor!
Wolfburn viski'nin logosu

Resimde görünen logo, bir deniz canavarı olan “Sea-Wolf”e (Deniz Kurdu) dayanıyor. Bu yaratık, mitolojik ve tarihsel anlatımlarda yer alan, deniz ve kara arasında gidip gelen esrarengiz bir canlı olarak bilinir.
Sea-Wolf, özellikle kıyı bölgelerinde avlanır ve deniz yaşamıyla kara yaşamını birleştiren özelliklere sahiptir.
Deniz Kurdu, hem vahşi doğası hem de balıklarla beslenen avcı karakteriyle dikkat çeker. Britanya kıyılarında sıkça görüldüğüne inanılan bu yaratık, tarih boyunca birçok denizci ve balıkçı hikâyesine konu olmuştur.
Wolfburn Distillery’nin logosuna ilham veren bu deniz canavarı, markanın karakterini ve ruhunu simgeler.Belkide Bu mitolojik yaratık, Wolfburn’ün doğaya bağlılığı, dayanıklılığı ve zengin geçmişi ile bir bütünlük oluşturmasını da simgeliyor.
