Whisky Show London 2. Gün
Yani aslında Whisky show son günü. Bugün pazar. Cumartesinin yorgunluğu hala biraz hissediliyor. Yine erken kalkıldı. Neyseki uykuyu seven birisi değilim.
Tekrar yollara düştüm. Rota Old Billingsgate, Hedef whisky show.
Tüm seyahati takip etmek için buradan başlayabilirsin >
Whisky Show 2024 haftası Tüm Geziler Ana sayfası
Bugün saat 10:00 gibi Giriş sırasına geldim. Daha önce de aldığım bilgiler doğru çıktı en kalabalık gün Cumartesi. Bugün kuyruk bile olmayacak gibiydi. Tabi son 30 dakika beni yanılttı ama yine de cumartesine göre daha kolay girilebilecek bir sıra vardı. Pazar günü için 1 saat kadar erken gelmek gayet yeterli gözüküyor bilginize.
Tekrar gözler saatlere çevrildi. 11:30'da dakik bir şekilde içeri girdik. Bugün ilk hedefim Diageo'ydu.
Burada baya vakit geçirmek zorunda kaldım. Hiç pişman değilim. Lagavulin 12 tekila finish favorim olmakla birlikte Hem klasikler hem de biraz da yine günün ilk viskilerinde kendimi şımartacak özel viskileri tatma fırsatım oldu.

Diageo standında gerçekten o kadar uzun kaldım ki. Stuart,Eve,Cara ve Stephanie artık beni kovmak için bekliyor gibiydi.
Şaka bir yana bu stanttan ayrılmamam için çok fazla sebep vardı. Fakat tadacak daha çok viski var ve sonraki durağa gitme vakti.
Sırada
Glunturret Viski
Glenturret, İskoçya’nın en eski damıtımevlerinden biri olarak 1775 yılından beri faaliyet gösteriyor. Glenturret damıtımevi, Perthshire’da yer alıyor ve geleneksel yöntemlere olan bağlılığıyla öne çıkıyor.
Glenturret’in single malt viskileri, şeri fıçılarında olgunlaştırılmasıyla biliniyor ve meyvemsi, baharatlı tatlar sunuyor. Hafif isli bir karaktere de sahip olan bu viskiler, damakta kalıcı bir iz bırakıyor. Sınırlı üretim yapan Glenturret, koleksiyoncuların favorileri arasında yer alırken, kalitesiyle viski severlerin gözdesi olmayı sürdürüyor.
Glenturret de tadımlarımı yaptıktan sonra son masterclass'ım için yola koyuldum
Chichibu Masterclass ile ilgili bilgiler için burayı tıklayabilirsiniz.
Masterclass bitiminde tadımlara kaldığım yerden devam etme vakti.Bu sefer üst kata çıkmaya karar verdim. Giriş katına göre daha küçük bir alana daha fazla viski üreticisi bulunuyordu. Kalabalık artmış Viskiler keyifle tadımlanıyordu.
Açık söylemeliyim burada biraz listemin dışına çıktım. Çünkü damıtımevleri o kadar iç içeki bir yerde tadım yaparken ister istemez yan stantta güzel görünen bir viskiye de gözünüz kayıyor. Böyle olunca bazı ek viskiler de tadılmadı değil. Pişman mıyım? Tabi ki hayır 😄
Önce sizi yukarı kattan bazı fotoğraflarla yalnız bırakıyorum. sonrasında üst kat hakkında biraz bilgi vereceğim.


Thomson Viski
Thomson, Yeni Zelanda’nın öne çıkan viski markalarından biri ve özellikle peat (turba) hissiyatını yaratmak için kullandığı Manuka ağacı ile dikkat çekiyor. Thomson viski, klasik İskoç turba viskilerinden farklı olarak, Yeni Zelanda’nın yerel Manuka ağacıyla viskilerine isli ve odunsu bir karakter katıyor.
Manuka ağacı, turba kadar yoğun ve ağır bir duman vermese de, hafif isli tatlarıyla daha dengeli ve yumuşak bir deneyim sunuyor. Thomson viskileri, bu özgün isli yapıyı taze bitki notalarıyla birleştirerek Yeni Zelanda’nın eşsiz doğasını damakta hissettiriyor. Eğer turba viskilerine farklı bir yorum arıyorsanız, Thomson’ın Manuka ağacıyla sağladığı bu isli lezzeti denemek kesinlikle ilginç bir deneyim olacaktır.
Thompson Bros Viski (Dornoch)
Thompson Bros, İskoçya’da bağımsız şişeleyici olarak faaliyet gösteren ve her zaman benzersiz ve kaliteli viskileriyle öne çıkan bir marka.
Özellikle seçtikleri fıçılar ve sınırlı üretim şişelemeleriyle dikkat çekiyorlar. Şişelemeleri hem estetik açıdan çok güzel, hem de içindeki viskiler son derece özel.
Özellikle 1986 vintage bir viski görmek beni gerçekten heyecanlandırdı çünkü bu viskiyle aynı yıl doğduk! 38 yıllık bir viski. Bu sene yeni şişelendi.
Yaşıtım olan bu viskiyi tatmak, yılların olgunluğunu ve zenginliğini damakta hissetmek ayrı bir mutluluktu.
Copenhagen Viski
Copenhagen Distillery, Danimarka’nın yenilikçi ve modern damıtımevlerinden biri olarak tanınıyor ve özellikle yerel kaynakları kullanarak yaratıcı viskiler üretmesiyle öne çıkıyor.
Copenhagen damıtımevinin Master Distiller’ı Lasse Öznek, Türk kökenli bir kimyager. Lasse, bilimsel bilgisini ve mesleki tecrübelerini viski yapımına ustalıkla entegre etmiş. Kimya alanındaki uzmanlığı sayesinde damıtım sürecinde daha rafine ve dengeli tatlar yaratmayı başarıyor. Lasse Öznek’in liderliğinde, Copenhagen Distillery, geleneksel İskoç viskilerinin ötesinde, yenilikçi ve sofistike viskilerle dünya çapında ilgi çekiyor.
Teeling Viski
Teeling Whiskey, İrlanda’nın modern viski sahnesinde en dikkat çeken markalardan biri. 2012 yılında Dublin’de kurulan Teeling viski , İrlanda’nın viski mirasını yeniden canlandırmayı amaçlayan yenilikçi bir damıtımevi.
Hem geleneksel yöntemleri hem de modern dokunuşları harmanlayarak zengin ve kompleks viskiler üretiyorlar. Teeling viski’in özellikle Small Batch ve Single Malt serileri, fıçı bitişleriyle dikkat çekiyor.
Kavalan Viski
Kavalan, Tayvan’dan çıkan ve kısa sürede dünya çapında büyük bir üne kavuşan bir viski markası. 2008 yılında üretime başlayan Kavalan viski , Tayvan’ın sıcak ve nemli iklimi sayesinde viskilerinin çok daha hızlı olgunlaşmasını sağlıyor, bu da onlara benzersiz bir tat profili katıyor.
Kavalan viski’nin özellikle Solist serisi, şeri ve bourbon fıçı bitişleriyle öne çıkıyor ve derin, zengin aromalar sunuyor. Tropikal meyve notaları, vanilya ve baharatlarla harmanlanmış viskileri, damakta unutulmaz bir deneyim bırakıyor. Bir Tayvan markasının bu kadar kısa sürede dünya viski sahnesinde bu kadar büyük başarı elde etmesi gerçekten etkileyici!
Bir kaç ek tadım daha yapıp aşağı kata tekrar indim.
Önce bir şeyler yeme vakti. Bugün Kuzu yemeğini seçtim. Menüler önceden hazırlanıyor pratik bir şekilde yemeğinizi size verilen kupon fişi ile alabiliyorsunuz
Sonraki durak neresi? Islay favorilerimden Laphroaig
Laphroaig Viski
Laphroaig viski, benim Islay’da en sevdiğim damıtımevlerinden biri (tabii bunda küçük bir “arsa” payımın olmasının hiç mi hiç etkisi yok!). Laphroaig, isli ve turbalı viskileriyle ünlüdür ve bu viskilerin güçlü, karakteristik tadı herkesin damak zevkine uygun olmayabilir ama bir kez seven, bırakmaz.
Özellikle Islay viskilerinin o yoğun dumanlı ve tuzlu havasını hissetmek isteyenler için mükemmel bir tercihtir.
Bu arada, Laphroaig’dan viski aldığınızda size “Friends of Laphroaig” programı kapsamında damıtımevinin arsasında bir karış toprak veriyorlar. Gittiğinizde kendi arsanızı ziyaret edebilir ve kira bedeli olarak size ayrılan dram viskinizi alabilirsiniz. Böylece sadece viski içmekle kalmıyor, aynı zamanda İskoçya’da minicik bir toprak sahibi oluyorsunuz!
"Hepsiviski gelince viskilerin hepsi sahneye çıkıyor 😄
Laphroaig'dan elements serisini tatma fırsatım oldu. Laphroaig Elements serisi, viski yapım sanatına duyulan derin bir saygıyı simgeliyor.
Bu seri, Laphroaig’ın klasik turba ve dumanlı karakterini korurken, viski yapımındaki süreçlerde yapılan küçük ama etkili değişikliklerle tat ve aroma profilini yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor. Elements serisi, damıtıma sürecindeki farklı aşamalara yapılan müdahalelerle, her bir viskide benzersiz bir deneyim sunuyor.
Viski üretim sürecinde yapılan değişiklikleri ise bir imza niteliğinde şişenin arkasına kodlamışlar. Örneğin Elements 1.0 da mayşeleme ve fermantasyon süreçlerinde yapılan değişiklikler olduğunu belirtiyorlar.
Hadi gelin Elements 2.0'da neler farklı David Miles'dan kısaca dinleyelim
Elements 2.0 da ise 6 farklı fermantasyon süresi yapılıyor. 55 saat 65 saat 79 saat 91 saat 103 saat ve 115 saat fermantasyonlarla mayalama süresinden farklı aromalar alıyorlar.
Buradan yan stant bana çok göz kırptığı için oraya gidiyoruz.
Bowmore viski
Bowmore damıtımevi, İskoçya’nın Islay Adası’nda yer alan bir diğer damıtımevi, en eski ve en köklü damıtımevlerinden biridir. 1779 yılında kurulan Bowmore, zengin tarihi ve geleneksel yöntemleriyle Islay viskileri arasında özel bir yere sahip. Hem deniz tuzlu esintiler hem de hafif isli, turbalı yapısıyla dengeli bir lezzet sunuyor.
Laphroaig ve Bowmore tadımlarımı yaparken TWS grupla tekrar karşılaştık Mustafa beni Selene Çakmak Rathee ile tanıştırdı. Sonra kendimi birden özel bir turun içinde buldum gibi oldu. Selene önde arkada bir kaç kişi onu takip ediyoruz.
iyiki de takip ediyoruz çünkü Ardray viskisini tatma şansımı oldu.
Ardray Viski
Ardray Viski masterclass sınıflarının arasında biryerlerde kalmış. Normal koşullarda muhtemelen atlayacağım bir noktadaydı. Özel bir lansman gibi kurulmuş alanda. Ardray viskisini tanıma ve tatma fırsatım oldu.
Şimdi Ardray premium harman viskiyi ne özel yapıyor gelin dinleyelim.

Harika bir çizim portreme de sahip olduktan sonra aşağı kata tekrar indim, artık son saatlere giriyorduk. Bu nokta da artık johnnie walker'ın zamanı gelmişti.
Johnnie walker da Master's cut deneyimleme fırsatım oldu. Tabi bir blue label'a da asla hayır diyemem. (aslında iki blue label'a da hayır diyemem)
Johnnie Walker Viski
Sırada Organik Viski Var.
NC'Nean Viski
Nc’nean, İskoçya’nın en genç ve yenilikçi damıtımevlerinden biri olarak dikkat çekiyor. 2017 yılında kurulan bu damıtımevi, sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim süreçlerine olan bağlılığıyla biliniyor.
Nc’nean viski, organik tarımla elde edilen maltları kullanarak viskilerini üretiyor ve enerji ihtiyaçlarının %100’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağlıyor. Nc'nean ile yaptığım röportaj bir kaç haftaya hepsiviski'de olacak. Eğer organik viskiyi merak ediyorsan takip de kal!
sırada neresi var diye merak ediyorsunuz değil mi? Hangi damıtımevi kaldı? Aslında bir çoğu, keşke whisky show 4-5 gün sürse de her bir damıtımevine her bir viskiye bakabilsek.
Şimdi önce Resimlerle harika bir yolculuk sonra da bazı notlarımı paylaşmak istiyorum.
Yakın zamanda Glendronach’ın şişe ve etiket tasarımında bir yeniliğe gittiklerini biliyorsunuz ve açıkçası bu değişimi ilk başta beğenmesem de gözüm alıştı, artık daha güzel gelmeye başladı.
Klasik Glendronach şıklığını koruyarak, modern bir dokunuş eklemişler. Yeni şişe formu, çok daha zarif özellikle güzel kurguladıkları stantta parlıyorlar.
Arnold Bimber damıtımevini gezerken biraz ipucu vererek yeni seri için meraklandırmıştı. Bimber'ın yeni serisi de çok iyi gözüküyor.
Ve tabii Tamdhu!
Tamdhu Viski
Bu stantta biraz fazla vakit geçirdim, aslında sadece iki viski tadımı yapmayı planlamıştım ama Paul ve diğer viski severlerle sohbet etmek öyle keyifliydi ki zaman nasıl geçti anlamadım. Tamdhu viski gerçekten etkileyici bir lezzet sunuyor. Şişelerindeki o zengin, tatlı ve kompleks aroma profili, her yudumda damakta kalıcı bir iz bırakıyor. Tamdhu’nun bu yoğun ve tatmin edici viskileri, sohbetin lezzetiyle birleşince planladığımdan daha uzun bir mola verdim diyebilirim!
Sanki gerçekten whisky show bitiyorcasına yazının sonunda ben de hızlandığımı farkediyorum 😄
Peki başka neler oldu whisky show'da?
İlk başta belirttiğim tavsilerde olduğu gibi bir çok bilgi öğrendim, viski severler , üreticiler, blenderlar, master distiller'larla tanıştım. Harika bir deneyim oldu. Bazıları ile resim çektirdik. Bazıları ile sohbet ettik.











Bu resimlerden sonra kapanış yapacağımı zannediyorsunuz değil mi? Eğer buraya kadar tüm içerikleri okuduysanız tebrik etmek istiyorum. Çünkü toplamda 20000 kelimeye dayanan bir yazı serisi okudunuz.
Ama daha bitmedi. Kapanışa hala biraz zaman var.
The Balvenie viski, GlenAllachie viski, White heather viski, Meikle Toir viski, Fettercairn viski.



Öncelikle The Balvenie standında, damıtımevinin viskilerine bir kez daha hayran kaldım. Speyside bölgesindeki bu köklü damıtımevi, şeri, bourbon ve rom fıçılarıyla olgunlaştırdığı serileriyle dikkat çekiyor. Şeri fıçıdan gelen o derin ve zengin tatları Balvenie’de her zaman bulmak mümkün.
Sonrasında GlenAllachie standına uğradım. 2017’de Billy Walker’ın liderliğinde büyük bir değişim geçiren GlenAllachie, özellikle fıçı yönetimi konusunda ustalaşmış. Hem meyvemsi hem de kompleks yapılar sunan viskileri gerçekten harika bir deneyim oldu.
White Heather viskisini de ilk defa burada tattım, GlenAllachie tarafından üretilen harman viskisi. Eski İskoç harman geleneğine dayanan bu viski, Billy Walker’ın ustalığıyla zengin ve katmanlı bir lezzet profili sunuyor. Harman viskileri sevenler için kesinlikle kaçırılmamalı.
Son olarak, Fettercairn standı. Highland bölgesinden gelen Fettercairn damıtımevi, viskilerinde hafif ve meyvemsi tatlar yaratıyor ve bu standda denediğim Fettercairn viskileri gerçekten hafif ve tazeleyici bir deneyim sundu. Yine stant altından çıkan bir Fettercairn 40 ile güzel bir final oldu diyebilirim
ve whisky show biter. Kapanış gökyüzünde harika bir gökkuşağı, güzel bir Londra manzarası ile son buluyor.
