Viski ve Sıradışı Olgunlaştırma Yöntemleri

Viski ve Sıradışı Olgunlaştırma Yöntemleri

Viskiye karakterinin büyük çoğunluğunu veren olgunlaştırma süreci, her damıtımevi için hayati öneme sahip. Bu noktada, bir çok damıtımevi viskiye istedikleri karakteri kazandırmak için olgunlaştırma süreleri, fıçı türleri, depo koşulları gibi klasik parametrelerle denemeler yapıyor. Ancak kimi zaman hayal gücü devreye giriyor ve damıtımevleri, çevre, ışık ve hatta ses titreşimlerinden bile yararlanarak sıra dışı yöntemlere başvuruyor.

Bu yazıda dünyada uygulanan, klasikleşmiş yöntemlerin ötesine geçen en ilginç ve olgunlaştırma deneylerinden örnekleri bir araya getirdim.

Jefferson’s Ocean: Okyanusta Viskinin Yolculuğu

Viski dünyasında ezber bozan projelerden biri kesinlikle Jefferson’s Ocean serisi. Jefferson’s Bourbon’un kurucusu Trey Zoeller’ın “Acaba fıçıdaki viskiyi okyanusta gezdirsek ne olur?” sorusuyla başlayan bu deney, sektörde çok konuşulan bir inovasyona dönüştü.

Proje kapsamında, olgunlaşma sürecine giren bourbon fıçıları bir kargo gemisine yükleniyor ve aylarca Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanusu’nu dolaşıyor. Yolculuk boyunca fıçıları bekleyen şey ise sürekli değişen sıcaklık, nem, hava basıncı ve tabii ki durmaksızın sallanan bir deniz. Geminin her limanda farklı iklimlerle karşılaşması, viskinin ahşapla etkileşimini de benzersiz kılıyor.

Bu serüvenin sonunda her bir fıçı, rotasına ve yaşadığı koşullara göre farklı bir lezzet profili sunuyor. Kimi fıçılar daha tuzlu, kimi daha baharatlı veya meyvemsi notalar taşıyabiliyor. Hatta şişelerin üzerinde hangi rotanın izlendiği, hangi okyanuslarda dolaşıldığı da detaylıca yazıyor. Tadım yapanlar, bu etkileşimin getirdiği çeşitliliği ve dinamizmi rahatlıkla fark edebiliyor.

Jefferson’s Ocean resmi sitesinden her bir Viski serisine ve nereleri dolaştığına dair kayıtlara ulaşabilirsin: https://jeffersonsbourbon.com/ocean-voyages/

Copper & Kings: Rock Müzikle Olgunlaşma

Amerika’nın Louisville kentinde kurulan Copper & Kings, daha çok Brendi üretimine yoğunlaşsada , Brendi fıçılarında olgunlaşmış Bourbon'da üretiyor. Copper & Kings geleneksel brendi ve viski olgunlaştırma yöntemlerini yeniden yorumlayan sıra dışı bir damıtımevi. Şirketin en çok konuşulan inovasyonlarından biri ise “sonic aging” yani sesle, özellikle de müzikle olgunlaştırma.

Copper & Kings’in depolarında fıçıların yanına dev subwoofer hoparlörler yerleştiriliyor ve gün boyunca yüksek sesli rock, blues ve caz müzikleri çalınıyor. Amaç, güçlü bas titreşimlerinin fıçı içindeki sıvıyı hareket ettirerek sıvı ile ahşap arasındaki teması artırmak ve aromatik gelişimi hızlandırmak. Şirket, klasik müzik veya yumuşak melodiler yerine özellikle tempolu, ritmik ve enerji dolu parçaları tercih ediyor. Hangi gün hangi şarkıların çalındığına dair bir “playlist” bile tutuyorlar.

Copper & Kings’in kurucuları, bu yöntemin brendi ve viskiye ekstra canlılık, zenginlik ve katmanlılık kattığını savunuyor. Tadım yapanlar da, müzikle olgunlaştırılan partilerde daha belirgin vanilya, meyve ve baharat notalarının öne çıktığını belirtiyor.

Mackmyra Bodås Mine

Yakın zamanda iflasını açıklayan ve kapanmanın eşiğine gelen Mackmyra viskilerini olgunlaştırmak için sıra dışı bir yer seçti: 50 metre derindeki Bodås demir madeni. Yer altındaki bu serin, nemli ve statik ortam, viskinin çok daha yavaş, dengeli ve karakterli şekilde olgunlaşmasını sağlıyordu. Bu sakinlik, viskiye özel bir yumuşaklık ve derinlik katıyordu. Bugün Damıtımevinin yeni sahipleri bu özel viskinin üretimine devam edeceklerini belirtiyorlar.

Hudson Baby Bourbon: Subwoofer’lı Deney

Hudson Baby Bourbon, Amerika’da hem “craft” hem de deneysel yaklaşımlarıyla tanınan bir damıtımevi. Markanın belki de en dikkat çeken inovasyonlarından biri, minyatür fıçılarla yapılan ve müzikle desteklenen olgunlaştırma yöntemi.

Hudson Baby Bourbon viskisi, minyatür ve oldukça sevimli görünen 15 litrelik küçük fıçılarda olgunlaştırılıyor. Amerika’da, İskoçya’nın aksine, fıçı boyutunda herhangi bir kısıtlama olmadığı için bu tür denemeler oldukça yaygın. Küçük fıçıların yüzey alanı fazla olduğundan, viskinin ahşapla teması ciddi şekilde artıyor ve olgunlaşma süreci belirgin şekilde hızlanıyor.

Hudson’un burada durmadığını da eklemek gerekir. “Sonic Maturation Process” adını verdikleri yenilikçi bir yöntemle, depolara güçlü subwoofer’lar yerleştirip bol baslı müziklerle fıçıları sürekli titreştiriyorlar. Böylece viski, klasik yöntemlere göre çok daha kısa sürede, sürekli hareket halinde ve ahşapla yoğun temasta kalıyor. Teoride, bu titreşimler sayesinde, yıllar alan bazı reaksiyonlar aylar içinde gerçekleşebiliyor.

Tadım yapanlar, Hudson Baby Bourbon’da klasik vanilya ve karamel notalarının yanında beklenmedik yoğun meyve ve baharat katmanlarının öne çıktığını belirtiyor.

Kazanın Ardındaki Lezzet: Glenfiddich Snow Phoenix

Bazen küçük kazalar da viski dünyasında ilham verici sonuçlara yol açabiliyor. Glenfiddich’in 2010 yılında yaşadığı olay da bunun en güzel örneklerinden biri. O yıl, damıtımevinin depo çatısı aşırı kar birikmesi sonucu aniden çöktü ve onlarca fıçı haftalarca kar yığınlarının altında kaldı. Bu beklenmedik durum, fıçıların normalden çok daha düşük sıcaklık ve yüksek nem altında olgunlaşmasına neden oldu.

Glenfiddich ekibi, bu olağanüstü şartlarda etkilenen fıçıları bir araya getirerek “Snow Phoenix” adını verdikleri özel bir şişeleme hazırladı. Kar altı gibi ekstrem koşulların viskiye kattığı yeni aromalar ve yumuşaklık, bugün hâlâ viski severler arasında konuşulan ilginç bir hikâyeye dönüştü.

Snow Phoenix’in ortaya çıkışı, viskide bazen plansız ve sıra dışı olayların da unutulmaz lezzetler yaratabileceğinin canlı bir örneği olarak hafızalarda yerini aldı.

Uisce de Profundis: Okyanus Derinliklerinde Olgunlaşan Viski

Viski dünyasında sınırları zorlayan projeler arasında belki de en dikkat çekicilerden biri, Fransız yapımı “Uisce de Profundis.” Klasik olgunlaşma koşullarının çok ötesine geçerek, bu viskiyi özel fıçılarla Atlantik Okyanusu’nun 60 metre derinliğinde tam bir yıl boyunca dinlendirdiler. Deniz altındaki sabit düşük sıcaklık, yüksek basınç ve tuzlu suyun etkisi, viskinin alışılmışın dışında bir aromaya ve mineral karaktere sahip olmasını sağladı. Fıçıların üzeri deniz canlılarıyla kaplandı; içindeki viski ise daha yumuşak, deniz esintili ve hafif tuzlu notalara kavuştu.

Bu deney, “olgunlaşma sadece karada olmaz” diyenlerin elini güçlendirirken, viskinin doğayla ve çevresiyle olan ilişkisini yeniden sorgulattı. Uisce de Profundis, hem koleksiyoncular hem de yeniliğe açık viski tutkunları için eşsiz bir deneyim sunuyor. Bu benzersiz projenin detayları, viski dünyasında inovasyonun ve keşif ruhunun hâlâ canlı olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Tüm bu örnekler gösteriyor ki, viski olgunlaştırma süreci artık yalnızca fıçıya, zamana ve mekâna bağlı bir klasik olmaktan çıkıyor. Damıtımevleri ve yenilikçi girişimciler, sınırları zorluyor. Sonuçta ortaya çıkan her şişe, bulunduğu ortamın izlerini, doğanın ve insan yaratıcılığının birleşimini taşıyor.

Viskide gerçek yeniliğin, cesaret ve merakla atılan bu tür sıra dışı adımlarda gizli olduğunu görmek heyecan verici. Kim bilir, bir sonraki büyük keşif nereden çıkacak? Bu tarz viski üretimleri konusunda siz neler düşünüyorsunuz?

Read more

Speyside Cooperage Ziyaretim: Viski Fıçısının Yolculuğu

Speyside Cooperage Ziyaretim: Viski Fıçısının Yolculuğu

Viski üretiminde en büyüleyici süreçlerden birisi olan fıçıların hikâyesindeyiz. Bir viskinin karakterinin büyük bir bölümü, yıllarını geçirdiği fıçıdan geliyor. Speyside Cooperage ziyaretim ve Balvenie damıtımevinde tanık olduğum bilgiler (The Balvenie kendi Cooperage'ı olan damıtımevlerinden birisidir) ve onarım süreçleri bana bunu bir kez daha hatırlattı. Bu yazıda, gördüğüm aşamaları

Nc’nean Damıtımevi: Organik Viskinin Geleceğe Açılan Kapısı

Nc’nean Damıtımevi: Organik Viskinin Geleceğe Açılan Kapısı

Viskinin sadece bir içki olmadığını, aynı zamanda doğaya, sürdürülebilirliğe ve geleceğe yapılan bir yatırım olduğunu savunan Nc’nean Damıtımevi, son yıllarda İskoç viski dünyasında önemli bir yer edindi. Organik viski üretimine odaklanan bu yenilikçi damıtımevi, geleneksel yöntemleri çevre dostu çözümlerle birleştirerek adından söz ettiriyor. Yakında Türkiye’de de raflarda yerini