Copenhagen Distillery: Kuzeyin Yenilikçi Viski Durağı

Kopenhag’ın kalbinde, şehir merkezinden sadece birkaç dakikalık bir yolculukla ulaşabileceğiniz Copenhagen Distillery, İskandinav viskisinin sınırlarını zorlayan bir adres. Modern mimarisi ve şehirle iç içe geçmiş konumuyla geleneksel İskoç viski evlerinden oldukça farklı. Kopenhag’ın serin ve nemli iklimi, buradaki olgunlaşma süreçlerine ayrı bir karakter katıyor.
Buraya olan ziyaretimde Marka Elçisi Jens ile hem Kopenhag damıtımevini gezdim hem de birbirinden güzel viskilerini tatma fırsatı yakaladım.
Bu yazıda Damıtımevi ve viskileri hakkında bilgiler, damıtımevinden fotoğraflar bulacaksınız.
Copenhagen Distillery
Copenhagen Distillery, 2014 yılında Danimarka viskisinin geleceğini yeniden şekillendirmek isteyen bir ekip tarafından kuruldu. Damıtımevinin en büyük farkı, geleneksel yöntemlerle modern dokunuşları birleştirmesi. Kullandıkları fıçı tipleri de bu özgünlüğü yansıtıyor. Bu sayede ortaya çıkan viskilerde alışılmışın dışında aromalar bulmak mümkün.

Kopenhag’da sabah, Nyhavn’daki otelimden kısa bir şehir turuna çıkarak kendimi Copenhagen Distillery’nin önünde buldum. Şehrin merkezine bu kadar yakın, adeta Kopenhag’ın ruhunu içine çekmiş bir damıtımeviyle karşılaşmak, beni baştan etkiledi. Copenhagen Distillery, klasik bir viski damıtımevinden çok uzak; urban, modern ve yenilikçi bir duruş sergiliyor.
2014 yılında Henrik Brinks ve Anders Frandsen’in öncülüğünde kurulan Copenhagen Distillery, Danimarka viskisinin geleceğini baştan yazmak isteyen bir ekibin ürünü. Hikayesi, aslında Danimarka’da viski geleneğinin olmamasının verdiği özgürlükle başlıyor. Onlar, viski dünyasında yeni bir sayfa açmayı hedeflemişler. Hatta damıtımevinin web sitesi bile bir viski markasından çok bir teknoloji şirketini andırıyor. Yani geleneksel şişe hikayeleri ve nostalji yerine, burada sürekli kendini yenileyen, yaşayan bir üretim felsefesi var.
Damıtımevinin en büyük farkı, klasik yöntemleri çağdaş yorumlarla buluşturması. Bu vizyonun en somut göstergelerinden biri de fıçı seçimi. Amerikan meşe ve Avrupa meşe fıçıların yanı sıra, Macar meşesi (Hungarian oak) kullanıyorlar.
Özellikle Macar meşesi, Copenhagen Distillery’nin imza karakterini oluşturuyor. Farklı fıçı türlerinin kattığı aromalar ve dokunuşlar, her bir yudumda alışılmışın dışında, heyecan verici tatlar ortaya çıkarıyor. Viskiye bakış açıları tamamen yenilikten ve cesaretten yana. “Gelenekten ilham alıyoruz ama kurallara bağlı kalmıyoruz” diyorlar. Aslında onların en önemli özelliği de tam olarak bu: Klişelerden uzak durmak, her zaman daha önce denenmemişi denemek.
Henrik Brinks’in hikayesi de bu yenilikçiliğin temelini oluşturuyor. Brinks, aslında bir girişimci ve tasarımcı. Viski dünyasına olan ilgisi 1991’de Clynelish Damıtımevi’ni ziyaret etmesiyle başlıyor.
Copenhagen Distillery, başından beri kusurlarını ve sınırlılıklarını saklamıyor. Hatta, bazen bu naifliğin taze bir ruh ve yeni bir tat yaratmak için gerekli olduğunu açıkça söylüyorlar. Ürettikleri viskiler de bu yüzden yaşayan, sürekli değişen ve gelişen bir ruha sahip. Bugün aynı etikete sahip iki şişe arasında bile ufak nüanslar bulabiliyorsunuz.

2017 yılından bu yana Copenhagen Distillery’nin Master Distiller’ı olan Lasse Öznek, damıtımevinin hikayesine bambaşka bir boyut katıyor. Türk kökenli bir aileden gelen Lasse, aslında kimya eğitimi almış ve uzun yıllar farklı endüstrilerde çalıştıktan sonra yolunu viskiye çevirmiş bir isim. Kimya bilgisini damıtımevinin üretim süreçlerine taşırken, klasik reçeteleri her seferinde yeniden yorumluyor. Lasse’nin yaklaşımında deney ve merak ön planda. Onun liderliğinde, Copenhagen Distillery’de artık her yıl farklı fıçı tipleri ve yeni karışımlar deneniyor, alışılmadık ve bazen şaşırtıcı lezzet profilleri yaratılıyor.
Üç Seriyle Danimarka Ruhu: Raw, Rare, Refined
Copenhagen Distillery, yenilikçi bakış açısını viski dünyasına üç farklı seriyle taşıyor: Raw, Rare ve Refined. Her bir seri, damıtımevinin hem deneysel yaklaşımını hem de Kopenhag’ın ikliminden ve kültüründen aldığı ilhamı yansıtıyor. Eğer farklı karakterlere sahip viskiler keşfetmek istiyorsan, bu üç seri arasındaki farkları hissetmek gerçekten keyifli bir deneyim sunuyor.
RAW
Raw serisi, adından da anlaşılacağı gibi, damıtımevinin “ham” ve doğrudan karakterini yansıtıyor. Bu seride, genç fıçılar ve minimalist bir yaklaşım ön planda. Viskinin üretim sürecindeki saf aromaları ve maltın karakteri, fazla müdahale edilmeden şişeye yansıtılıyor. Copenhagen Distillery, her Raw şişede farklı fıçı denemelerine ve zamana bağlı değişen karakterlere yer veriyor. Burada, her batch kendine özgü bir kimlik taşıyor. Bu da, viski severler için sürekli keşfedilecek yeni detaylar sunuyor.
RARE
Rare serisi ise damıtımevinin sınırlarını en çok zorladığı alan. Her bir Rare şişesi, özel fıçı kullanımı, sınırlı üretim ve uzun olgunlaşma süreçlerinin bir sonucu. Örneğin, PX (Pedro Ximenez) şeri fıçıları ya da eski cin fıçıları gibi farklı fıçı bitişleriyle nadir ve katmanlı aromalar yakalanıyor. Rare serisinin her edisyonu birbirinden farklı; bazen portakal likörüyle, bazen baharatlı snaps (Danimarka’ya özgü bir beyaz içki) ile fıçılar hazırlanıyor.(evet, Damıtımevi lezzet katacak fıçıları hazırlamak için bazen viskilerden daha çok uğraşması bile gerekiyor. Bazı fıçıları hazırlamak ve katmanlamak için yıllarca çalışıyorlar). Bu da ortaya hem klasik, hem de alışılmadık, yoğun ve karmaşık tat profilleri çıkarıyor. Koleksiyon değeri olan şişeler ve her defasında şaşırtan yenilikler bu serinin temelini oluşturuyor.
REFINED
Refined serisi ise damıtımevinin en rafine ve oturmuş karakterini yansıtıyor. Özellikle Danimarka’nın soğuk ve uzun kışlarından esinlenen bu seri, yerel lezzetlerle bütünleşiyor. Örneğin Danimarka’nın meşhur “cold smoking” yani soğuk tütsüleme geleneği viskiye yansıtılmış. Malt, fıçıya girmeden önce 48 saat boyunca kayın ağacı dumanında soğuk tütsüleniyor. Bu yöntem, viskiye isli ama peat’ten uzak, zarif ve dengeli bir füme aroması kazandırıyor. Ayrıca, Refined’in son edisyonlarından birinde, fıçının içine önce iki yıl boyunca çeşitli baharatlar ve snaps eklenmiş, ardından yeni distile viski bu özel fıçıda dört yıl olgunlaşmış. Ortaya çıkan viskide, yeşil anason, nane, hafif bir tatlılık ve bolca baharat hissi mevcut. Refined serisi, Danimarka’ya özgü tatları modern bir yorumla birleştiriyor.

Kopenhag’da geçirdiğim bu kısa ama unutulmaz ziyarette, klasik viski kurallarının nasıl İskandinav tarzıyla yeniden yorumlanabileceğine bizzat tanık oldum.
Eğer yolun Danimarka’ya düşerse ve viskiye merakın varsa, Copenhagen Distillery’i mutlaka listenin başına yazmanı öneririm. Damıtımevi içerisinde yapılan Konser ve etkinlikleri de yakalarsan şahane bir atmosferde çok orjinal bir deneyim yaşayabilirsin.
“Danimarka viskisi nedir?” diye soracak olursan, soğuk kuzey ikliminin, kaliteli arpanın ve genç, yaratıcı damıtımevlerinin birleşiminden doğan, yenilikçi ve karakterli bir viski türünden söz ediyoruz. Copenhagen Distillery ise bu karakteri şehirli, enerjik ve modern bir bakış açısıyla yeniden tanımlıyor.
Danimarka viskisi, son yıllarda büyük bir değişim ve yükseliş içinde. Copenhagen, Stauning, Thy gibi öncü damıtımevleri, farklı fıçı kullanımları, yerel hammaddeleri ve yenilikçi üretim teknikleriyle sektöre canlılık kazandırıyor.
Copenhagen Distillery, şehir merkezindeki konumu ve cesur, deneysel ruhuyla kısa sürede kendine özgü bir yer edinmiş durumda.
